İçeriğe geç

Programlı öğretim modeli kimin ?

Programlı Öğretim Modeli Kimin?

Programlı öğretim modeli, eğitimde devrim yaratmayı vaat eden bir yaklaşım olarak tanıtılsa da, gerçekte ne kadar etkili olduğu konusunda ciddi soru işaretleri bulunuyor. Peki, bu model gerçekten öğrencinin öğrenme sürecini en üst düzeye çıkarabilir mi? Yoksa sadece eğitimi mekanize edip bireysel ihtiyaçları göz ardı eden bir araç mı? Hadi gelin, programlı öğretim modelini daha yakından inceleyelim ve eğitimdeki yerini sorgulayalım.

Programlı Öğretim Nedir?

Programlı öğretim, eğitim materyallerinin ve derslerin öğrencilere adım adım, sırasıyla ve genellikle bağımsız bir şekilde sunulduğu bir öğretim yöntemidir. Öğrenciler, öğretim materyallerini kendi hızlarında tamamlar ve doğru yanıtları verdikçe ilerlemelerine izin verilir. Bu modelin en yaygın savunucuları, öğrencilerin tek tip içeriklerle öğrenmelerini sağlamak için verimlilik sağladığını söylese de, bu modelin pek çok zayıf yönü de göz ardı edilmemelidir.

Tek Düzeyli Eğitim mi?

Programlı öğretim modelinin en büyük eleştirilen yönlerinden biri, öğrenci merkezli değil, sistem merkezli bir yaklaşım olmasıdır. Bu modelde, öğrencinin bireysel öğrenme tarzları, hızları ve ilgi alanları genellikle göz ardı edilir. Her öğrenci, aynı hızda ilerlemek zorunda bırakılır, oysa öğrenme bireysel bir deneyimdir ve her birey farklı bir hızda öğrenir. Bir öğrencinin anlamadığı bir konuya, programın verdiği hızda geçmesi, aslında gerçek öğrenmenin önüne geçebilir.

Mekanizmaya Dönüş: Teknolojiye Bağlı Bir Eğitim Sistemi

Teknolojinin, eğitimdeki rolü tartışılmaz. Ancak, programlı öğretim modelinin teknolojiye olan bu derin bağlılığı, kişisel etkileşimlerin ve öğretmenin rehberliğinin azalmasına yol açabilir. Öğrenciler, eğitici bir yazılım ya da program aracılığıyla öğrenirken, öğretmenle kurdukları insanî bağları kaybetmiş olabilirler. Öğretmen, sadece bir içerik sağlayıcıya dönüşür ve öğrencinin motivasyonunu artıracak anlık geri bildirimleri veremez. Bu, eğitimdeki gerçek anlamda rehberliğin eksikliği anlamına gelir.

Bireysel Öğrenme mi, Kitlesel Öğrenme mi?

Bunları göz önünde bulunduracak olursak, programlı öğretimin aslında öğrencilere ne kadar fayda sağladığı ciddi bir tartışma konusu olmalıdır. Kitlesel bir yaklaşım benimsemek, bir sınıfta her öğrenciye bireysel olarak yaklaşmanın zorlukları göz önüne alındığında kolay bir çözüm olabilir. Ancak bu, her öğrencinin kendi hızında ve kendi yöntemleriyle öğrenmesini engelleyebilir. Gerçekten öğrenciler için en iyisi bu mu?

Eleştirilecek Zayıf Yönler

1. Öğrenci Bireyselliğini Göz Ardı Etmek: Programlı öğretim modelinde öğrencinin kişisel ilgi alanları ve öğrenme hızları genellikle ihmal edilir. Bu, öğrenmenin derinliğini ve anlamını zayıflatabilir.

2. Yaratıcılığın Engellenmesi: Programlı öğretim, genellikle belirli bir yol haritası sunarak, öğrencinin öğrenme sürecinde yaratıcılığı engelleyebilir. Öğrenci, sadece önceden belirlenmiş adımları takip etmek zorunda kaldığından, öğretici düşünme becerileri de körelir.

3. Teknolojik Bağımlılık: Eğitimde teknoloji kullanımı bir gereklilik haline gelirken, öğretmenlerin eğitimin kişisel ve insani yönünü nasıl koruyacağı bir soru işareti yaratır. Dijitalleşme, öğretmenin öğrencilerle kurduğu ilişkiyi sınırlayabilir.

Programlı Öğretim: Eğitimde Verimlilik mi, Katılaşma mı?

Programlı öğretim, etkili bir eğitim modeline dönüşebilir mi, yoksa sadece verimli ama mekanik bir eğitim aracına mı dönüşür? Bu modelin gerçek potansiyelini tartışırken, her öğrencinin eşsiz olduğunu unutmamalıyız. Yalnızca belirli bir grup öğrenciye hitap eden bu sistem, toplumdaki çeşitliliği nasıl karşılayabilir?

Sonuç:

Programlı öğretim modeli, eğitimde bir devrim yaratmaya çalışırken aslında eğitimin insanî yönünü kaybediyor olabilir. Öğrencinin gerçek ihtiyaçlarını anlamak ve onlara bireysel olarak yaklaşmak, bu modelin en zayıf yönlerinden biri olarak öne çıkıyor. Eğitim, yalnızca bilgi aktarımı değil, aynı zamanda bireyin gelişim sürecidir. Bu modelin, kişisel etkileşimden ve öğretmen rehberliğinden yoksun kalması, öğrencinin yalnızca bir bilgi alıcısına dönüşmesine neden olabilir.

Tartışma Başlatmak İçin:

Programlı öğretim modelinin öğrencilerin bireysel öğrenme ihtiyaçlarını göz ardı etmesi, eğitimde ne gibi zararlara yol açabilir?

Eğitimde teknolojiye olan bu bağlılık, öğretmenin rolünü ne kadar zayıflatabilir?

Gerçekten her öğrenci aynı hızda mı öğreniyor, yoksa her bireyin ihtiyaçları farklı mı?

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

şişli escort
Sitemap
ilbet bahis sitesiilbetsplash